22 Kasım 2017 Çarşamba


Necip Fazıl Kısakürek Sözleri

Ülkemizin en meşhur şairlerinden birisi olan Necip Fazıl Kısakürek genellikle dindar tarafıyla tanındı ve Necip Fazıl Sözleri de genel olarak bu yönde.İnançlı bir insan olduğunu sözlerinden de anlayabiliyoruz.Aynı zamanda şair kişiliğiyle de çok dikkat çekmiş olacak ki bugün de Necip Fazıl Resimli Sözleri ve Necip Fazıl Twitter gibi aramalarla insanlar onu araştırıyor ve sözlerini bulmak için çaba gösteriyor.İşte büyük şairin sözlerinden ve şiirlerinden seçmeler.


Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? 

Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar.

Hayırlı eş; Allah’ın kuluna özel bir ikramıdır. Hayırsız eş ise Dünya’nın en ağır imtihanıdır.

Hiçbir şey namazla bitmez herşey namazla başlar.

Helal ile beslersen çocuğunu Hürmet ile öder borcunu, Haram ile beslersen o’nu Hakaret ile öder borcunu.

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep; Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükûta sebep? 

Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret; Ebedi bir yaşam için gayret yok hayret! 

Veren de “O” Alan da ”O”, Nedir senden gidecek? Telaşını gören de, “CAN” Senin zannedecek.

Yalan söylemek beceri ister. Biz de becerikli insanlara aşık oluruz. 

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir; Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur. 

Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahane idi sonbahar. 

Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; Değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.

Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, içimde dövünüp ağlama gurbet!

Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.

Hasret bir rüzgâr, kapı kapı aralar geçer; Gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer.

Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık; Kimse edemez bana, benim kadar düşmanlık.

Sizin oynadığınız uzun eşek birdirbir Ya bizim ki o tek yol bir tanedir birdir bir.

Ne ağır imtihandır başındaki Sakarya Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım! Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım.

Gözüm aklım fikrim var deme, hepsini öldür. Sana göl gibi gelen o çöl diyorsa çöldür.

Halim açık denizde düdük çalan bir gemi, Kim duyar ötelerden haber veren bestemi.

Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu, Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.

Geçti, istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni.

Uğruna ölmekse seni yaşatmak, Bin kere ölürümde adına leke sürdürmem, Gururdur, namustur, Bayrak ve Sancak, Aksada kanım zalimi güldürmem!

Anladım işi; San’at ALLAH’ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.

Ellerime uzanan dudakları tepeyim, Allah diyen, gel, seni ayağından öpeyim.

Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde Allah’tan nasıl korkmaz, insan onu sevse de.

Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, Sanki kulağıma gaipten bir ses, Buluşmalar kaldı mahşere diyor.

Öyle bir devim ki, hakikatte pireyim, Bir delik gösterin de utancımdan gireyim.

Gözler, ya merhamet ya da neferetin ışıldadığı bir kandildir.

Bir tohumda; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir.

Ağlayabilseydiniz; anlayabilirdiniz.

Uyumak istiyorum başım bir cenk meydanı, Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı!

Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar.
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Yazar:

0 yorum: